Kutsal ve bereketli bir toprak, peygamberlerin tebliğ mekanı, uğrunda savaşlar-mücadeleler yapılmış yapılmaya devam ediliyor. Biz Müslümanlar nezdinde daha da mühim bir değerde olan KUDÜS. Bağrında MESCİD-İ AKSA’ yı barındıran. Hz. Peygamberin (sav) miracının yeri, ilk kıblemiz, üç haremden biri..Yıllardır işgal altında, taciz ediliyor, yıllardır süren sürdürülmeye devam edilen bir Siyonist plan uygulanarak bölünmek, devamla tamamen ele geçirilmek isteniyor.
 
Peki, biz Müslümanlara düşen nedir?

Öncelikle biz Müslümanların KUDÜS-MESCİDİ AKSA bilincine varabilmemiz için sağlam bir inanç barındırmamız gerekiyor. Çünkü bu dava bir iman davasıdır. Ancak bu iman bize değerlerimize sahip çıkmamızı sağlar.

Çalışmalarımızı yaparken bu imani mesele için çalıştığımızın hep idrakinde olmalı, bu noktadan hareketle sabırlı ve Allah’a dayanmış bir duruş sergilemeliyiz. Bu imanı, bu sabrı ve Allah’a dayanmış bu duruşu bizlere gösteren biz peygamberin ümmetiyiz. Peygamberin (sav) ‘in izinden giden ve bugüne kadar bize yol gösteren ümmet önderleri ise bize resullerin yolunu en iyi şekilde göstermişlerdir. Bizlere zorluklar karşısında sadece sabrı ve tevekkülü öğretmediler. Aynı zamanda siyaseti, İslami duruşu ve en önemlisi haksızlığa karşı mücadele etmeyi öğrettiler.

İşte Filistin halkı bize bunları gösterdi. Yıllardır süren zulme, baskılara haksızlıklara rağmen yurtlarını terk etmemişlerdir. Onlara göre Filistin-Kudüs toprakları sadece onların vatanları değil aynı zamanda ümmetin emanetidir, ümmetin toprağıdır ve bu bilinçle mücadele etmeye devam ettiler, ediyorlar. Bu ümmetin imtihanı Filistin topraklarıdır, Kudüs’tür, Mescid-i Aksa’dır.

Dün, bugün oralarda neler yaşandığını hepimiz gördük, görüyoruz. İşgal rejimi Siyonist planlarını gerçekleştirmek adına her şeyi göze alabilen bir tavır sergilemektedir. Her yıl idrakine vardığımız Miraç Gecesini ihya etmek adına gerçekleşen gecelerde artık işgalin yeterince dile getirilmesi, Kudüs’ün öneminin yeterince anlatılması, ne gibi yardımlarımızın olabileceği, Özgür Kudüs’e nasıl ve ne şekilde ulaşılabileceği konuşulmalı, yazılmalı, çizilmeli ve harekete geçilmelidir.

Çünkü Kudüs ümmetin kalbidir. Kalp rahatsızlanırsa -ki şuan da rahatsız durumda- bütün vücut rahatsız olur ve gerektiği gibi çalışamaz. Bu demek oluyor ki bizim hakikatta ki kalbimizi sağlam bir iman ile çalıştırırken, ümmetin kalbini de çalışarak, mücadele ederek sıhhatli bir hale getirmemiz gerekiyor.

Özgür Kudüs’te buluşmak ümidiyle 
 İBRAHİM KILIÇ
Ashabı Aksa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı